Patara Plajı ve Patara Antik Kenti
Patara Plajı ve Patara Antik Kenti
Patara Plajı, sahip olduğu 12 kilometrelik sahil şeridi ile Hatay- Samandağı Plajı’ndan sonra Türkiye’nin en uzun ikinci plajı olarak biliniyor. Kaş ilçesinden yaklaşık 45 kilometre uzaklıktaki Gelemiş Köyü sınırları içerisinde yer alan plaj aynı zamanda nesli tükenmekte olan Caretta caretta kaplumbağalarının da yumurtlama alanı olmasıyla meşhur.
Kilometrelerce uzunluktaki tertemiz ve kumlu plajı ile Patara, bölgenin deniz turizmi için önemli katkılar sunmaya devam ediyor. Sahilde yer alan kumların rüzgâr ile yer değiştirerek oluşturduğu büyük kum tepeleri manzaraya karşı eşsiz fotoğrafların ortaya çıkmasını sağlıyor. Caretta carettaların belirli zamanlarda yumurtalama alanı olması nedeniyle plajda bazı önlemler alınmış. Plajın belirli kısımları kaplumbağalara özel olarak ayrılmış ve plajın belirli noktalarında kuma şemsiye saplamak yasak. Kaplumbağalara ve yumurtalara zarar vermemek için plajda çok dikkatli olmak gerekiyor. Turkuaz renkli denizi tertemiz ve oldukça sığ olmasıyla çocuklu aileler için ideal. Ekolojik tatil kavramının Türkiye’de popülerleşmesini sağlayan plaj sadece Türkleri değil dünyanın her yanından turistleri de kendisine hayran bırakıyor.
Patara Antik Kenti
Plaj adını 1.5 kilometre ilerisinde bulunan ve Likya uygarlığının en önemli eserlerini görebileceğiniz muhteşem Patara Antik Kenti’nden almış. Tarihi M.Ö 5.yy’a dayanan, Likya Medeniyetinin en eski ve en önemli şehirlerinden birisi olan Patara, Ortaçağ boyunca önemini kaybetmemiş ve Türklerin gelişiyle birlikte günümüze kadar ulaşmayı başarmış.
Fethiye ile Kalkan arasındaki Xanthos vadisinin güneybatı ucunda yer alan Patara, Doğucasarı Akropol Suru ile Alakür Tepesi’ndeki Batı Suru arasında güneyde ise Limanağzı’nda ki Kurşunlutepe ile kuzeyde Kısık Geçidi arasında 10 km2’lik bir alanı kaplıyor. Xanthos’tan denize açılabilen tek nokta olması nedeniyle tarih boyunca önemini yitirmemiş ve ele geçirilmeye çalışılmış. Likya ve Helenistik dönemlerde adı “Patara” olan kentin, Arap kaynaklarında “Batara” olarak geçtiği görülüyor.
Antik kentin girişinde görkemli ve iyi korunmuş Roma Zafer Takı bulunuyor. İ.S 100’lü yıllarda yapılan Tak’ın batısındaki tepenin yamaçlarında Likya tipi lahitlerin yer aldığı bir mezarlık uzanıyor. Bunların dışında Vespasian Hamamı, Korinth Tapınağı, ana cadde, liman ve tahıl ambarı günümüzde ayakta kalabilmiş bölümler. Arkeolojik değerinin yanı sıra Patara’nın mitolojik açıdan da başka bir değeri bulunuyor. Anadolu’da oldukça değerli olan Artemis ve Apollon’un hikâyesinin burada başladığı söyleniyor.
Kalkan’a 15 kilometre mesafede bulunan plaja D400 karayolu ile ulaşım sağlanabiliyor. Kaş’tan 45, Fethiye’den 81, Antalya’dan 376 kilometre uzaklıkta bulunan Patara Plajı’na özel araç ile çok rahat ulaşılabiliyor. Özel aracı olmayanlar ise Fethiye- Kaş arasında sefer yapan otobüslerden, Ovaköy mevkiinde inerek yaklaşık 3 buçuk kilometrelik bir yürüyüş yolu sonunda plaja ulaşım sağlayabiliyor.
Yeme - içme konusunda kafasında soru işareti olanların ise içi rahat olabilir. Patara Plajı’nda yeme içme konusunda oldukça fazla alternatif mevcut. Patara Plajı’nın yer aldığı Gelemiş Köyü’nde çok sayıda restoran ve cafe bulunuyor. Köyde en çok tercih edilen yemek ise pide. Çevrede çok sayıda pide restoranı var. Sizde denizin tadını çıkartmak ve Patara’nın muhteşem tarihine tanıklık etmek için tatil rotanıza Gelemiş Köyü’nü ekleyebilir, nefis kuşbaşılı pidesini tadabilirsiniz.